Mekanik Melek - Cassandra Clare // Kitap Yorumu

Şubat 06, 2016

Mekanik Melek



Orijinal Adı:   Clockwork Angel

Yazar: Cassandra Clare
Yayınevi: Artemis
Sayfa Sayısı: 532

Çeviri: Zeynep Heyzen Ateş

Puan: 5/5

Büyü tehlikelidir ama aşk kadar değil!

On altı yaşındaki Tessa Gray, ağabeyini bulmak için okyanusu aşıp Kraliçe Viktorya’nın hükmü altındaki İngiltere’ye geldiğinde, onu korkunç bir sır bekliyordu. Londra’nın Aşağıdünya’sının ıssız sokaklarını vampirler, büyücüler ve diğer doğaüstü yaratıklar ele geçirmişti. Kaosun yerine düzen getirmekse yalnızca Gölgeavcıları’na, kendilerini dünyayı iblislerden kurtarmaya adamış savaşçılara düşüyordu.

Pandemonium Kulübü’nde çalışan Kara Kardeşler tarafından kaçırılan Tessa, sonunda kendisinin de bir Aşağıdünyalı olduğunu öğrenecekti. 
Üstelik ender bulunan bir yeteneğe sahipti.
İstediği zaman bir başkasına dönüşebiliyordu.

Kulübün kendini sır gibi saklayan yöneticisi Magister’ın niyeti ise, Tessa’yı ve gücünü ele geçirmekti.

Kitabı bir kaç günde bitirdim. Çok güzeldi yaaa, Resmen doya-doya okuyup tadını çıkarmak için uzatdım. Yani sonu öyle bir yerde bitdi ki, hemen şu an ikinci kitaba başlayıp 4-5 gün de onu okumak istiyorum.

Çoğunuz muhtemelen bu seriyi okumuşsunuzdur ve ya "Ölümcül Oyuncaklar" serisini okumuşsunuzdur. Ama ben diğer seriyi okumadım. Filmini ilk çıktığında rastgele izlemiştim ve hani hiç kitapdan uyarılma olduğunu bile bilmiyordum. Benim için güzeldi. Bildiğiniz gibi dizisi de çıktı ve resmen felaket yaaaa. Neyse bu konuyu burada kapatalım. :D

Anakarakterimiz Tessa bir gün ağabeyinden gelen mektupla onu bulmak için İngiltereye geliyor. Londraya ilk adım attığından Kara Karakardeşler tarafından kaçırılıyor. Ve işte o anda varlığından haberdar bile olmadığı bazı sırlar ortaya çıkıyor. Tessa kendisinin bir şekil değiştirici olduğunu öyreniyor. Kara Kardeşler de ona yeteneğini geliştirmek için "yardım" ediyorlar.

Bu dünyda bir Gölge Avcıları vardır ki, dünyanı iblislerden koruyorlar. Sonra Aşağıdünyalılar vardır, bunlar; vampirler, şekil değiştiriciler, büyücüler, periler, cüceler, kurtadamlardır. Ve Sıradanlar, yani bu dünyadan habersiz olan, özel yetenekleri olmayan insanlardır. Ama bazı Sıradanlar Pandemonium Kulübü’üne katılarak büyü yapmayı falan öğrenerek bu işin içine giriyorlar. Bu kulübün yöneticisi Magister Tessa'nın yeteneklerini kendi çıkarları için kullanmak istiyor.

İşte dünyada bazı olaylar baş veriyor ve Gölge Avcıları işe koyulup olayların gerçek yüzünü açmaya çalışıyorlar. Bu zamanda Tessa'yı Kara Ev'de buluyorlar. Tessa'yı kurtardıkdan sonra onun bir iblis efendisi olduğunu öyreniyorlar. Çok kötü bir halde olduğunu gördüklerinde onu Enstitü'ye getiriyorlar ve asıl olaylar bundan sonra başlıyor. Tabii burada karşımıza Will çıkıyor. 

Gelelim William Herondale'e. Çok fazla sevemedim. Tamam adamın asıl olayını bilmiyoruz. Ama böyle davranmak zorunda değildi bir kere. Resmen ayı gibi davranıyor. Bunu yalnız Tessa ya değil Enstitü de olan her kese yapıyor. Zaten okurken diğer karakterlerin onunla ilgili düşüncelerini öyreniyorsunuz. Bazı anlarda çıplak ellerle boğasım geldi adamı yaaa. 

Tabii bir de gümüş gözleri, harika saçlarıyla Jem var. O kadar her kese karşı kibar ki, ve bir de harika gülümsemesi var. Bildiğiniz Will'in tam tersi. Ama hem de Will'in en iyi arkadaşı. Ve tüm bunların yanında Jem'in büyük sırrı var. Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi yaaa. Kitabın sonunda ortaya çıkıyor ve ben şok.

Evet çoğu kişi aşk üçgeni olduğunu söylüyor, ama ben öyle olsun istemezdim. Çünkü Jem mükemmel bir erkek ve Will'in gerçeklerini daha bilmiyoruz. Kimin tarafında olursanız diğeri için endişelenirsiniz mutlaka.

Gelelim Tessa'ya. En sevdiğim özelliği kitapkurdu olması. Düşünün Will ile Kara Kardeşlerden kaçıyorlar ve durup "Ama kitaplarım.." diyor ya. Tam ben yani. Dışarıda bir şey olsa ilk iş kitaplarımı almak olur. Ve Tessa ile Will çok güzel kitaplardan alıntılar yapıyorlar kitap boyu bu harikaydı. Bir ara ismi geçen kitapları alıp okumak istiyorum. Bazılarını okudum aslında. 

Evet genel olarak çoğu şeyi sevdim. Camilla ve Magnus Bane karakterlerini de sevdim. Sanırsam onlarla ilgili bazı konular  "Ölümcül Oyuncaklar" serisinde geçiyor. Hatta "Bane Günlükleri" bile çıktı.

3. kitapla tek endişem "eğer diğer seriyi okumadıysan son kısmını sevmiyceksin" diyenler oldu. Eğer bir bilginiz varsa aşağıya yazın lütfen.

You Might Also Like

0 yorum