Josh Malerman - Kafes // Kitap Yorumu
Ocak 01, 2016Kafes
Orijinal Adı: Bird Box
Yazar: Josh Malerman
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 336
Çeviri: Aslı Dağlı
Puan: 4/5
Dışarıda bir şey var…
Görülmemesi gereken korkunç bir şey… Ona atılan bir bakış
kişiyi ölümcül bir deliliğe sürüklüyor. Ne olduğunu ve nereden geldiğini ise
kimse bilmiyor.
Malorie ve iki çocuğu, olayların başlangıcından
beş yıl sonra hayatta kalmayı beceren bir avuç insan arasındaydı. Nehrin
kenarındaki terk edilmiş bir evde çocuklarıyla yaşayan Malorie, ailesinin
güvende olabileceği bir yere gitmenin hayalini kuruyordu. Fakat onları bekleyen
yolculuk tehlikelerle doluydu. Tek bir yanlış hamle ölümlerine yol açabilirdi.
Ve onları takip eden bir şey vardı.
Bu bilinmeyene doğru gözbağının karanlığında
yaptığı yolculukta Malorie sık sık geçmişi hatırlıyordu. Bilinmez tehlikenin
karşısında bir araya gelerek hayatta kalmaya çalışan, kendisini de aralarına
kabul ederek onu da kurtaran ev arkadaşları teker teker aklına geliyordu: Bir
zamanlar yabancı olan bir grup insanın birer birer kapısını çaldığı evde
kurdukları ortak hayat... Ancak sağ kalan ve kapılarını çalan insanlar arttıkça
ortaya yüzleşmeleri gereken bir soru çıkmıştı: Herkesin aniden delirdiği bir
dünyada kime güvenilebilirdi?
Bildiğiniz üzere “Kafes” kitabı bir kaç
ay önce İthaki Yayınlardan çıkmıştı. Kitabın kapağı çok güzel. Ben İthakinin bu
kapaklarını seviyorum. Daha önce böyle kapaklı “Trendeki Kız” kitabını
çıkarmıştılar. Bu yıl Tüyap kitap Fuarına Josh Malerman da gelmişti. Tanışan
her kes çok samimi, tatlı bir insan olduğunu söylüyor. Malasef bizde öyle bir
şey yok. Keşke bizim de yazarla tanışma imkanımız olsaydı.
Malorie yaşadığı tüm şeylere rağmen çok
güçlü bir karakter. Ve onu bu kadar güçlü kılan da çocukları. Kitap boyu “Acaba
Malorie’nin yerinde olsaydım ne yapardım?” sualı kafamda dönüp durdu ve bir tek
cevap vardı hep “Çoktan ölmüştüm”.
Bu zamanda Malorie’nin daha da
güçlendiğini, büyük değişim geçirdiğini görüyoruz. Çocuklarını korumak için
küçüklüklerinden, doğulduğu ilk anlardan beri gözlerini bağlı tutuyor. Tabii bu
zamanda insanın görme duyusu yerine daha çok diğer duyuları daha çok gelişiyor.
Düşünün dört yaşındaki bir çocuk asker gibi tetikde duruyor, etrafını dileyip
ne baş verdiyini normal insan kulağını duymadığı daha çok sesi duyuyor. Dünyaya
geldikleri andan beri dünyanın hiç bir güzellilerini görmemişler. Ve Malorie
bile çocukları için bunca zamandır gözlerini kapalı tutuyor. Ben olsam merak
çatlar gözlerimi açarım :D.
Gerçekten ben korku türünde pek fazla
kitap okumadım, ama bu kitap çok çok güzeldi. Dört puan vermemin sebebiyse
sonda o varlıklar hakkında daha fazla şey bilmek isterdim. Bence yazar bunu
bize bıraktı ve kendin kafasında kurduğu yaratığı bize söylemedi.
"İNSANOĞLU ASLINDA KORKTUĞU YARATIĞIN TA KENDİSİDİR."
Son olarak ben kitabı gece okumuştum ve aşırı korkmuştum. Kitap çok akıcı elinden bırakamıyorsun, ama bir yandan da her tarafını korku sarıyor. Tavsiyem siz gece okumayın :D. Okuyanlara sorum siz okurken kafanızda hangi korkunuzu canlandırdınız? Yoruma yazın konuşalım.
0 yorum