Fısıltı - Becca Fitzpatrick // Kitap Yorumu

Ocak 28, 2016

Fısıltı


Orijinal Adı:  Hush-Hush

Yazar: Becca Fitzpatrick

Yayınevi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 416
Çeviri: Sevinç Tezcan Yanar

Puan: 4,5/5


Kovulmuş bir meleğe âşık olmak…

“Bütün sınıf arkadaşlarımın isimlerini biliyordum… biri hariç. Yeni öğrenci… Arkamdaki sırada, serinkanlı siyah gözleri karşıya sabitlenmiş bir hâlde kaykılmış oturuyordu…

Siyah gözleri beni âdeta delip geçiyordu. Dudaklarının kenarları yukarı doğru kıvrıldı. Kalbim bir an tekler gibi oldu ve o bir anlık duraksamada, kasvetli bir karanlık duygusunun bir gölge gibi üzerime örtüldüğünü hissettim. Bu duygunun kaybolması sadece bir an sürdü, ama ben hâlâ ona bakıyordum. Gülümsemesi dostça değildi, bela kelimesini heceleyen bir gülümsemeydi. Ve vaat doluydu.”

Fısıltı bu sabah başladım ve az önce bitdi. "Vay Canına". O nasıl bir şeydi öyle. İyiki de tüm seriyi almışım diyorum, harika ötesi bir şey.




İlk olarak ana karakterimiz olan Nora'dan bahsetmek istiyorum. Evet burada bir duralım. Şimdi, kitabın başlarında kız o kadar paranoyakca davranıyordu ki, yani bir an kıza bir iki tane vurup kendisine gelmesini söyleyecektim. "Aman Tanrım, odamda biri vardı, evet, yalnış görmedim", "Acaba deliriyorum mudur?", "Biri beni takip ediyor, hayır". Yeter be kızım takip ediliyorsan ne olmuş? İşin de güzel yanı bu, tehlike .

Başta olayları bilmiyordum, tamam, vurmayın. :D Ve ikinci bir sinir olduğum karakterimiz Bayan Greene (yalnış hatırlamıyorumsa kadının ismi böyleydi, çok fazla konuşmayacağım). Kadın bir "psikolok", ve kendisinin psikoloji sorunları var. Ciddiyim baya-baya var yani. Kitap ilerledikce kadının nasıl psikopat olduğunu görüyorsunuz zaten. Ama tüm olayları bilmeden önce beni sinir eden şeye geçelim. Kadın ikide bir "Patch le konuşma", "onunla görüşme", "sizi gördüm", "onun yanına yaklaşma" diye-diye beni sinir krizine soktu yani. Tabii ben olaylardan habersiz. Ne yapayım yani?

Tüm ipuçları zaten kitabın başlarında da görüyorsunuz ama asıl olay 250-300 sayfa falan sonra açığa çıkıyor. Yani söyleyin bana o zamana kadar sinir krizi geçirmem normal değil mi?



Konusundan da anlaşıldığı üzere kitap düşmüş melekler, nefilim, dükler le ilgili. İlk kitapda daha çok düşmüş bir meleğin hikayesini görüyoruz. Ama ileriki kitaplarda nasıl olucak onu göreceğiz. Daha önce den beni takip ediyorsanız böyle konuları çok sevdiğimi biliyorsunuzdur. Ama bu kitaba başlamadan önce beklentilerim en alt seviyyedeydi. Çünkü okuyan çoğu sevmemiş. Hatta nefret edenlerini bile gördüm. 

Beni sinir eden karakterlerden biri de Nora'nın arkadaşı Vee. :( bu nasıl bir şey her karaktere ayrı bir uyuz olmuşum yaaa. Vee gerçek anlamda salak ergen kızlarının en tipik, en klişe hali. Hani arkadaşı iyiliği için şunu yapma, ya da ne bileyim buraya gitme diyor ama kızın aklı fikri fesat. Tamam bir az anlayırom aslında o tavırlarını, zihniyle oynuyorlar falan ama çok kokoş ve salaksın Vee olmaz böyle. Yine de arkadaş sonuçta salakta olsa seviyorsun :).





Ve gelelim Patch'e. Sen nasıl bir karaktersin öyle yaa. Tamam bir kaç hataların var, ama genel olarak sana da aşık oldum. İleriki kitaplarda daha iyi olursan anlaşa biliriz :D  Ben kafamda Patch olarak bu karakteri daha uygun görüyorum.
Tam olarak bu evet <= 









Becca'yı ben Siyah Buz kitabıyla tanımıştım. Çoğu kişinin aksine ben bu kitabı sevmiştim. Ama "hush-hush" serisinin hayranları çok sevememiştiler. Aslında anlıyorum. Kadın fantastik bir kitaptan sonra öyle bir konuda kitap yazıyor. Hatta hatırlıyorum Siyah Buz ilk çıkdığında çoğu kişi fantastik biri kitap olduğunu sanmıştı. 

Eğer bu seriyi okuduysanız siz de aşağıya fikirlerinizi yazarsanız sevinirim. Sevdiniz mi, sevmediniz mi? Bekliyoruuum.

You Might Also Like

0 yorum